20 Ağustos 2009

ATI ALAN ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYÜ GEÇTİ Mİ YOKSA?




CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın bilgisiyle hazırlandığı konuşulan 3. köprünün güzergâhını açıkladı iki gün önce, Belediye Başkanı Kadir Topbaş da bunu doğruladı.
Tekin, köprünün geçeceği arazilerin el değiştirdiğini söyleyerek, bu arazi sahiplerinin açıklanmasını istiyor.


Hazırlanan projeye göre 3. köprü yolu en batıda Silivri Kınalı’dan başlıyor. Bölge orman arazisi. Bölgedeki su havzalarının tehlike altında olduğu açık. Geniş halk kitleleri köprü projesinin bazı kesimlere rant sağladığını düşünecek. Güzergah üstünde Bahçeşehir üzerinden Sazlıdere Havzası, Kemerburgaz, Alibeyköy havzaları ile Fatih ormanları ve Belgrad ormanları da var. Plana göre 3. köprü Avrupa yakasında Tarabya Oteli’nin üzerinden Anadolu yakasında Beykoz’daki Devlet Su İşleri arazisi ve Marmara Üniversitesi arazisini içine alan bölge arasında yapılacak.


Tekin, Büyükçekmece. Çatalca ve Hadımköy bölgelerinde bir çok arazinin kısa süre önce el değiştirdiğini iddia ediyor. Son zamanlarda kulaklarımıza bu tür şeyler daha sık gelmeye başladı.
Son bir yıl içerisinde el değiştirmiş araziler varsa bu önemli kuşkuları da beraberinde getirecek.

Proje Sabiha Gökçen Havalimanı çevresini de içine alacak. Son dönemde özellikle Akfırat’ta birçok arazinin el değiştirdiği iddia ediliyor.

Birgün Gazetesi çok önceden, 10 Temmuz 2009'da "3. köprü yargıdan geçecek" başlığıyla yayımlanan haberde 3. köprü projesinin bazı semtlerdeki arazi satışlarını patlattığına dikkat çekmişti. Haberde görüş veren İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Cemal Gökçe, "İstanbul'un akciğerleri imara açılarak zenginlere peşkeş çekilecek hatta daha şimdiden o araziler kapatıldı bile." demişti ve Birgün şu notu düşmüştü: "Emlak kulislerindeyse bağlantı yollarıyla beraber 2.5 milyon dolara mal olacağı tahmin edilen 3. köprünün güzergahı ihtimalleri dahi arsa fiyatlarını tırmandırdı. Örneğin; Üçüncü köprünün çevre yolunun güzergahında yer alan Çatalca, arsa yatırımcılarının tercih ettikleri ilk yerlerin başında geliyor. Birkaç yıl öncesine kadar metrekaresi 5-10 TL arasında olan imarsız arsaların fiyatının, bugün 40-50 TL'ye kadar çıktığı belirtiliyor. Köprünün yapılmasıyla birlikte bu rakamların daha da artacağı bekleniyor. Çatalca’nın köylerinde son birkaç yıldır ucuza arsa toplayan spekülatörler, şimdi beklemede çünkü yerine göre metrakare arsa fiyatinın 100 TL'yi bulduğu söyleniyor."

Üçüncü köprü ile ilgili şüpheler var. Başlıca şüpheler şunlar;

- Şimdiden bağlantı yollarının yapımı ile yok olmaya başlayan kuzey ormanlarını kaybolacak,
- Yaşam kaynağı olan suyun ve havzaları yok olacak,
- On binlerce İstanbullunun evsiz kalacak, barınma hakkı gasp edilecek,
- Kent içi trafiğin çözümü değil, trafik çilesinin daha da artmasına neden olacak.
- Üçüncü köprüyle bağlantı yolları üzerinde projeleri hazırlanmış şekilde bekleyen çok sayıda büyük alışveriş merkezi var. Bu özellikle Beykoz ve Sarıyer'deki esnafların dükkânlarına kilit vurmasına neden olabilir.






BAŞKA BİRÇOK SEÇENEK VARKEN NİYE?





Hayvan hakları savunucuları protesto için bu Pazar günü Taksim’deler. Protesto sebepleri ise Samatya’da açılacak Hayvan Deney Merkezi.


Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde artık sağlıklı netice vermediği için terk edilen hayvan deneyleri, dünyadaki gidişatın tersine Türkiye'de değer görmeye başladı. Bunun son örneği İstanbul Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşanıyor. Hastane bünyesinde "Hayvan Deney Merkezi" açılacak.

Hayvan deneylerine karşı çıkan hayvan hakkı savunucuları Taksim Meydanı’nda Hayvan Deney Merkezi'ne Hayır diyecekler.

Gün: 23 Ağustos Pazar 2009
Yer: Taksim Meydanı (Valilikten gösteri için izin alınmış
Saat: 13.00-14.30
Niye Deneye Hayır?


Binlerce tıp otoritesi, açıkça ya da üstü kapalı olarak; hayvanlar üzerindeki deneylerin (genellikle dirikesim olarak adlandırılıyor) faydasız olmakla kalmayıp, tıp bilimine de zarar verdiğini belirtiyor. Hayvan deneyleri zaten kısıtlı olan kaynakların boşa harcanmasına, tıp alanında kaydedilebilecek gelişmelerin ve keşfedilebilecek yeni tedavi yöntemlerinin gecikmesine, dolayısıyla hasta insanların daha uzun süre acı çekmelerine ve bu hastalıklardan ölüm oranlarının artmasına sebep oluyor. Hayvan deneylerinden elde edilen bilgilere dayanarak uygulanan yanlış ilaç tedavileri yaralanma ve ölümle sonuçlanabiliyor.

2005’te yapılan bir araştırmaya göre bilimsel araştırmalarda kullanılan hayvan sayısı 115 milyon. Bu rakam hayvanlarla alakalı olarak yürütülen bir araştırmanın resmi sonuçlarına dayanıyor.
Tüm dünyada 1 saniye içinde deney laboratuarlarında en az 22 hayvan ölmekte. İngiltere’de ise her 5 saniyede bir hayvan deneylerde hayatını kaybediyor.

Laboratuarlarda kullanılan hayvanlar, hayatları boyunca metalden ya da plastikten yapılmış küçük kafeslerde tutuluyor, kimileri ise bütün yaşamını bir sandalyeye bağlı acı içinde ölümü bekleyerek geçiriyor. Beyinleri açılıyor, gözleri oyuluyor, yakılıyorlar her gün ölümün kurtarıcı anını bekleyerek bir yaşam sürüyorlar.

Hayvan deneylerinin tıbbi açıdan gereksiz ve insani olmadığı kanıtlandıktan ve kamuoyunda bu konuda yapılan bilinçlendirme çalışmalarından sonra pek çok firma artık hayvan deneylerine son vermeye başlamış durumda.

Ürünlerini hayvanlar üzerinde test etmeyen firmalardan bazıları şunlar: Nivea, Avon, Evyap, Komili, Anway, Oriflame, Tommy Hilfiger, Abercrombie, lush, Clinique Laboratories, Estée Lauder ve Body Shop.

Liechstein ve San Marino gibi birkaç ülke de hayvan deneylerini tamamen yasaklayan ülkeer.

1997’de PETA, İngiltere’de Huntingdon Life Sciences (HLS) kuruluşuna girerek çok çarpıcı görüntüler kaydetti. HLS, Avrupa’daki en büyük hayvan deneyleri kuruluşu. Görüntülerde görülen şey ise yavru köpeklerin yediği yumruklar, hayvanlara bağıran görevliler, kan örneği alınırken hayvanlarla cinsel ilişkiye giriyormuş gibi davranan çalışanlar oldu. Görüntülerde kaydedilmiş çalışanlar işten anında atıldı, cezaya da çarptırıldılar. HLS’ nin hayvan deneyleri yapması 6 ay boyunca askıya alındı. Gizli kamera görüntüleri 1997’de İngiliz televizyonlarında yayınlandı. Bu görüntülerin yarattığı infialin bir sonucu da SHAC’ ın kurulması oldu.
Hayvanlar üzerinde güvenli bulunduğu için piyasaya sürülen 200.000’in üzerindeki ilacın pek çoğu insan sağlığı üzerindeki etkilerinden dolayı yasaklanmış ya da piyasadan geri çekildi.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylere göre, limonata ölümcül derecede zehirli; arsenik, ağıotu ve botulin ise güvenli bulunmuş.

Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte cansız dokular üzerinde uygulanan hücre kültürü teknikleri ve bilgisayar simülasyonlarda yapılan deneyler çok daha güvenli ve başarılı sonuçlar elde etmeye başlanılmış. Klinik çalışmalar, in vitro araştırmalar, otopsi, pazarlama sonrası gözlem, bilgisayarda modelleme, epidemoloji ve genetik araştırmalar insanlar için tehlike arz etmeyen ve doğru sonuçlar veren seçenekler.