19 Kasım 2009

ONUR ÖYMEN’E TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİRİZ


Onur Öymen, 1966-1968 yılları arasında NATO Dairesi’nde İkinci katiplik görevini yaptı. 1968’de Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliği’nde İkinci katiplik, daha sonra da başkatiplik, Ankara’da Siyaset Planlama ve Avrupa Konseyi, daha sonra da Kıbrıs Dairelerinde Şube Müdürlüğü yaptıktan sonra 1974 yılında Lefkoşa Büyükelçiliği Müsteşarı ve 1997’de NATO Daimi Temsilciliği görevinde bulundu.
Yazıma Öymen ile ilgili bu bilgileri paylaşarak başladım ve NATO’nun altını özellikle çizdim ki, baştan sorgulanılsın günümüzde milliyetçilik, bağımsızlık, ulusalcılık gibi sözcükleri ağzından düşürmeyen Öymen’in tam bağımsızlık, antiemperyalizm gibi ilkelere sıkı sıkıya bağlı görüntüsü birazcık olsun sorgulansın.

Evet Öymen sakin konuşan, eğitimli, bir sürü yabancı dil bilen, Galatasaray Lisesi mezunu bir kişilik. Tam da Kemalist rejimin istediği tarz bir vitrin adamı. Geniş kitleleri aynı Bekir Çoşkun örneğinde olduğu gibi insansı yönüyle, güzel sevgi dolu yüzüyle, eğitimiyle etkileyecek bir figür. Ama tarih bize acı şekilde öğretti ki, birçok ülkede birçok faşist eğilimli politikacılar ve yazarlar da gayet nazik görüntülü insanlardı. Eğitimli ve birikimlilerdi. Ama o güzel yüzlerdeki ağızlardan insanlığa yakışmayacak sözler sarfedildi, akıl almaz yöntemler savunuldu. Aynı şekilde Öymen’in kutsal devletin bekası için; kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden insanların katledilmesini doğru bir şeymiş gibi ve de üstelik günümüz için de bir çözüm gibi göstermesi gibi.


Ben Onur Öymen o talihsiz konuşmayı Meclis’te yaptığından beri ben Onur Öymen’e çok minnettar hissediyorum kendini, bu ülkenin gelecekteki demokrasisi için kaygılanan bir demokrat olarak. Dersim katliamını bir yöntem olarak öven ve öneren sözleri Öymen’in, bu ülkede hep halı altına süpürülmüş, Alevilerce bile görmezden gelinmiş bir katliamı tartışmaya açtı. Adı Tunceli diye değiştirilen bir bölgenin tarihini, acılarını yansıttı. Hem kendini hem partisini çıplak bir biçimde gösterdi herkese, zihniyetini deşifre etti tüm samimiliğiyle. Yalansız dolansız. Bizi Onur Öymen ve CHP hakikatiyle tekrar yüzyüze getirdi. Çünkü Öymen, anlık bir sinirle konuşmuyordu. Söyledikleri bilinçliydi. Ne düşünüyorsa ve istiyorsa ve düşlüyorsa onu söylüyordu.

Terörle mücadele adına bugüne kadar uygulanmadık hukuksal ve hukuk dışı bir yöntem kalmamışken, oluşan her barış ortamında tek çözümün silahta olduğunu düşünen zihniyetin fütursuzca dışavurumuydu bu. Öymen’in Meclis konuşması, Türkiye’nin kirli geçmişiyle ilişkisi açısından çok önemlidir. Ve de bu geçmişle hesaplaşması gereken kesimlerin başında gelen Alevilerin de artık bazı şeyleri farketmesi için. Tarihi çarpıtmak üzerine kurulu resmi politikaların sorgulanmasının yolunu açacaktır bu. Geçmişte yapılanların bugün de yapılabileceğinin kanıtını tüm topluma sunmuştur kendi ağzıyla Öymen.

Öymen, tercihini saklamıyor. Onu bu kadar samimi olabildiği için kutlarız. Günümüzde kaç politikacıda bu dürüstlük var ki. Beyefendi erkeklerin de, başı açık kadınların da sadece görüntüleri veya naziklikleriyle değerlendirilemeyeceğini göstermiştir Öymen. Öymen, hiç farkında olmadan ve de hiç istemeden bir tabunun yıkılması yolunda ilk kıvılcımı yakmıştır.

Bu ülkenin demokrasisinin geleceği için ona gönülden minnettarız. Teşekkürler Onur Öymen.

Hiç yorum yok: