26 Nisan 2010

BU ACI, YAS VE TRAVMA ESASINDA HEPİMİZİN


1915’te, nüfusumuz henüz 13 milyondu.
Bu topraklarda 1,5–2 milyon Ermeni yaşıyordu. Trakya’da, Ege’de, Adana’da, Malatya’da, Van’da, Kars’ta… Samatya’da, Şişli’de, Adalar’da, Galata’da…
Mahalle bakkalımız, terzimiz, kuyumcumuz, marangozumuz, kunduracımız, yan tarladaki rençberimiz, değirmencimiz, sınıf arkadaşımız, öğretmenimiz, subayımız, emir erimiz, milletvekilimiz, tarihçimiz, bestekârımız… Arkadaşlarımızdılar.
Kapı komşularımız, dert ortaklarımızdılar. Trakya’da, Ege’de, Adana’da, Malatya’da, Van’da, Kars’ta… Samatya’da, Şişli’de, Adalar’da, Galata’da…
24 Nisan 1915’te “gönderilmeye” başlandılar. Onları kaybettik. Artık yoklar.
Çok büyük çoğunluğu aramızda yok. Mezarları bile yok.
“Büyük Felaket”in vicdanlarımıza yüklediği “Büyük Acı” ise olanca ağırlığıyla VAR.
95 yıldır büyüyor.Bu “Büyük Acı”yı yüreğinde hisseden bütün Türkiyeliler bu hafta sonu 1915 kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğildi. Siyahlar içinde, sessizce.
Ve şöyle dediler, tüm saldırılara rağmen, tüm masumiyetleriyle
"Bu acı bizim acımız, Bu yas hepimizin"

Hiç yorum yok: