19 Temmuz 2010

BİR BABAĞIN ÇIĞLIĞI...DUYAN YOK MU?



İstanbul Maltepe'de Gülsuyu'ndaki 67 numaralı ev. 19 Şubat günü, gece yarısını az geçmişken 67 numaralı evin kapı zili çalar. Bir binbaşı, yanında polis ekibi, mahalle muhtarı, Ali Rıza Yıldız’ı evin dışına çağırırlar. Aşağıda bir ambulans bekliyordur. Yıldız’a oğlunun ismi, nerede olduğu sorulur, bilgiler doğrudur. “Oğlunuz bir kaza geçirmiş” der binbaşı, “Başın sağolsun. Çocuğu kaybettik...” Babanın tek öğrenebildiği, oğlunun bir görev dönüşü, araç içinde patlayan silah sonucu yaralandığıdır. Yıldız, Şehitkamil Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştır. Cenaze ailenin isteği üzerine memlekete, Sivas İmranlı’ya yollanır. Gaziantep’te kendisi için düzenlenen askeri tören hemen o sabah 9.30’da olduğundan ailesinin yetişme ihtimali yoktur. Törenin bu kadar apar topar yapılmasına da anlam verememişlerdir.


Ailenin kafasını karıştıran bir hadise, İmranlı İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’na bağlı Çayırlı Dere Karakol Komutanı’nın, mezar kazılırken Yıldız’ın dedesine “Aldığım bilgiye göre torununuz intihar etmiş” demesi olur. Dede “Benim torunum intihar edecek çocuk değildi. Siz beni de öldürmek istiyorsunuz” der. Ali Rıza Yıldız, sonra bu olayı anlattığı İmranlı İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’nda, emirlerindeki bir astsubayın böyle bir cümle sarf edişini ‘gaf’ olarak değerlendirdiklerine tanık olacaktır. Defin kâğıdında G3 piyade tüfeğiyle vurularak yaralandığı yazan Serhat Yıldız’ın ne şekilde kaza geçirdiği, göğsünden mi, sırtından mı vurulduğu ailesi için hâlâ meçhuldür. Yıldız, işte o günden bugüne kadar bu olayın aydınlatılması için mücadele ediyor.


Serhat Yıldız'ın babası, askeri yetkililerin kendisine, "sizden hiç vatan sağolsun sözünü duymadık” dediklerini söylüyor. "Konuşmamız gerekenleri konuşmazsak çoçuklarımızı sağ gönderip, ölü almaya devam ederiz. Ben yaşadım hiç değilse başkasının ki ölmesin. Bu ülkede kardeş kanı akıtılıyor. Serhat'tan sonra bir oğlum daha var. Neye mal olursa olsun, onu askere göndermeyeceğim. Bir kurban daha vermek istemiyorum" dedi Gülsuyu Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin üçüncü gün etkinlikleri kapsamında Maltepe Beşevler Meydanı'nda yapılan “Asker ölümleri ve vicdani ret” panelinde.


Tek sunabildikleri çözüm yolu top, tüfek, bomba olanlar bu babanın çığlığına kulak vermeli artık.

Hiç yorum yok: