4 Mayıs 2009

MAKUL ÇOĞUNLUĞA MAKUL OLMAYAN SORULAR


Bir 1 Mayıs’ı daha geride bıraktık. Son yıllarda gerginliği iyiden iyiye artan 1 Mayıs’ta 2009 farklı bir anlamla anılacak hep. Yıllar sonra sendikalar, örgütler, partiler “makul bir sayı”yla da olsa meydana çıktılar. Bir hasreti gidermekti çoğu için, özellikle 1 Mayıs 77 katliamını yaşayanlar ve 78 kuşağı için. Gelecek kuşaklar büyük ölçüde anlamayacaktır, bunun neden bu kadar zor olduğunu, niye yıllarca önlendiğini. Aynen atalarının niye yıllarca Kürtleri yok saydıklarını, Alevileri, solcuları, kadınları ezdiklerini anlamayacakları gibi. Taksim'deydi emekçiler. 1 Mayıs alanında. Halaylar çekildi. Bayraklar taşındı. Pankartlar açıldı.

Geçici bir zafer havası oluşmuştur büyük ölçüde solda (gerçi Hak-İş yaptığı açıklamayla, Taksim’e çıkılması sadece ve sadece Hak-İş’in başarısıdır dedi ama)ama bu bazı soruların sorulmasına engel değil. Benim de kafamda 1 Mayıs’tan beri bazı sorular dolaşıyor.

1. Makul çoğunluk lafını kim çıkardı, kimler sahiplendi? Taksim'e gireceklerin makul sayısı nasıl, kim tarafından belirlendi, kriterler nelerdi?

2. Bu makul çoğunluğun dışında kalanlar kimlerdi, onlar neler hissetti, hiyerarşiyle ilgili bir sorgulama yaşadılar mı iç dünyalarında?

3. Onlar makul kalabalıksa, bu kalabalık dışında kalanlar makul değil miydi? Taksim’e giremeyen gruplar, örgütler, partiler artık marjinal midir rejimin ve devletin karşışında?

4. Ara sokaklarda geçen yılı aratmayan şiddet görüntüleri yaşandı? Şiddet çıkartmak istemeyen “makul”dan da makul sayıdaki gruplara niye izin verilmedi? Sokak arasında dövüldüğünü iddia eden , TKP’lilere neler olacak, bu şiddeti yapanlar hesap verecek mi?

5. 1 Mayıs sadece sendikaların ve siyasi partilerin midir? Taksim Meydanı’nda olunacaksa orda feministinden eşçinseline, travestisinden hayat kadınına, madencisinden taksicisine, büro emekçilerinden beyaz yakalılara tüm emekçiler olsa daha iyi olmaz mıydı? 1 Mayıs bütün ezilenlerin, bütün muhaliflerin günü değil mi?

6. Çoğu ülkede 1 Mayıs, büyük bir coşkuyla kutlandı. Hatta Ukrayna’da konserler, dans gösterileri eşliğinde karnavalcasına kutlanmış. Türkiye’de hiç böyle olmayacak mı?

7. DİSK ve KESK Taksim’e girmekte bu kadar zorlanırken Hak-İş ve Türk-İş nasıl böyle kolay girebildi. Cevabı en açık olan soru bu değil mi?

8. Gelecek yıl Taksim için yine büyük mücadeleler verilecek mi, gerginlikler, pazarlıklar yaşanacak mı?

9. Gelecek yıldan itibaren artık kamuoyuna sevimsiz gözükebilecek, bir inatmışçasına yapıldığı izlenimi verecek Taksim’e çıkma mı tercih edilecek, yoksa tüm sol ve emekçiler birleşip, ortak bir alanda karnaval havasında kutlayacak mı 1 Mayıs’ı?

10, Taksim ve İstanbul’un fazlaca öne çıkarılması diğer illere, mesela çoşkulu kutlamalar olan Ankara, Bursa gibi şehirleri, Güneydoğu illerini ikinci planda bırakmıyor mu? Niye TV’ler Türkiye’nin dört bir yanından 1 Mayıs canlı yayınları yapmıyor?

11. Yıllardır kendi iç çekişmeleriyle bölüm bölüm bölünen, kendine bağırıp sadece kendine duyan Türkiye solu, Genç Siviller’in 1 Mayıs’taki eylemine bakıp hiç kıskançlık yaşadı mı, birazcık kendine geldi mi, kafalar bazı şeylere dank etti mi? Taksim'deki eski Intercontinental Oteli, şimdiki The Marmara Oteli'nin penceresinden sarkıtılan ve 1 Mayıs 77 katliamının sorumlarınınn bulunmasını talep eden o pankart eyleminin yaratıcısı Genç Siviller'e binlerce teşekkür etmek boynumuzun borcu değil mi?

Hiç yorum yok: