1 Temmuz 2009

GAZETECİ BÖLÜĞÜÜ...AYAĞA KALKILACAKKK. KALKKK



Gittiğim basın toplantılarında, konferanslarda özellikle dikkat ederim. Başbakanın, Cumhurbaşkanın, Bakanların, eski Cumhurbaşkanı veya Başbakanların ve de Komutanların düzenlediği veya konuşmacı olarak yer aldığı toplantılardaki gazetecilerin halet-i ruhiyelerini ve içine büründükleri psikoloji ve ruh hallerini.



Örneğin ekonomi ile ilgili bir basın toplantısı vardır. Bir bakan da davetlidir. Bakanın salona girmesiyle birlikte birden herşey kesilir. Ön sırada bulanan kurmaylar, dernek başkanları, sanayi odası başkanları..vb hemen ayağa kalkarlar. Ön sıralarda bir domino etkisi hissedilir. İşte o anlarda bakarım hep, basın tarafında da ayağa kalkanlar olur mu diye? Ve olur.


Sözkonusu Cumhurbaşkanı ve Başbakan ise ayağa kalkanların sayısı artar, tüm salonu kaplar. Ve yine ayağa kalkan gazeteciler olur.


Ama eğer sözkonusu bir komutan ise hele bir de Genelkurmay Başkanı ise. O zaman dünya durur adeta. Artık sık sık basının karşısına çıkan (tabii bu sözkonusu basına Taraf, Birgün gibi gazeteler hiçbir zaman eklenemez, onlar yasaklıdır) Genelkurmay Başkanı’nın toplantıları. Çağırılan gazeteciler arasında orduya yakın duran gazetelerin yazarları komutan girer girmez salona ayaktadırlar. Daha liberal taraftaki yazarlar ayağa kalkmazlar ama bir garip bir tuhaf hissederler kendilerini. Acaba kalksak mı, mimlendik mi yoksa diye etrafa telaşlı telaşlı bakarlar.



Son toplantı da bunun örneği oldu. Genelkurmay Başkanı’nın arkasına 36 generali alarak düzenlemiş olduğu basın toplantısı, yıllardır görmeye alıştığımız basın toplantılarından biriydi. Yine hiç şaşırtıcı olmayan şekilde, onların karşışında adeta süt dökmüş kedi gibi oturan gazeteciler vardı. Genelkurmay Başkanı’nın parmağını sallayarak, kelimeleri heceleyerek, tehditkâr bir üslupla verdiği cevaplara karşı, gazetecilerin korkusu, çekincesi yüzlerinden okunuyordu adeta.



Gazetecilik korkusuz olmayı gerektirir. Cesur olmayı. Hiçbir kuruma yakın olmamayı, her kurma belirli bir mesafede olmayı. Gazeteci bir bakan bir başbakan geldiğinde ayağa kalkmak zorunda değildir, bir komutanın karşısında hazırolda durmak zorunda da değildir. Ama Türkiye basınında ne yazık ki bu gazetecilerden o kadar çok var ki. Türkiye’de gazeteciliğin gün be gün ölüşüne, can çekişmesine seyirci kalanlar ve de bunun en büyük sorumluları arasında yer alanlar.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bildiğim kadarıyla, teamüller gereği, gazetecilerin de karşısında ayağa kalkmaları olağan karşılanabilecek tek kişi Cumhurbaşkanıdır. Bunun dışındaki zevat karşısında ayağa kalkmak, el pençe divan durmak Türkiye gazeteciliğinin alamet-i farikasıdır.