9 Temmuz 2009

ÜLKENİN UTANÇ TARİHLERİNDEN BİRİ: TEMMUZ 1980 ÇORUM KATLİAMI







Bu ülkenin utanç tarihlerinden biridir Temmuz 1980. Aynen yine bir Temmuz günü yaşanan Sivas katliamı gibi. Temmuz 1980, Çorum’da ülkücülerin yaptığı büyük katliamın tarihidir.
Çorum olayları, 57 Alevi ve sol görüşlü yurttaşın ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlanır.
Olaylardan hemen önce Mayıs ayında Çorum Emniyet Müdürü Hasan Uyar görevinden alınarak yerine Tunceli'de görev yapmış olan Nail Bozkurt atanır. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne MHP'li Fethi Katar getirilir. Çorum valiliğine Rafet Üçelli atandı. 40'a yakın polis memuru başka illere nakledilir.
1980 yılındaki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlama hazırlıkları sırasında kızların kıyafetleri bahane edilerek şu bildiri dağıtılır.
"Müslüman namusuna sahip çık""
19 Mayıs gösterileri adı altında yine namus bacılarımızın iffet ve hayasına kahpeçe ve haince saldıracak bir gün geliyor. Yüreklerimizi parçalıyor, içimize kan akıtılıyor. Yine müslüman evlâdı kan ağlamaya kafir düzen tarafından soyularak, en müstehcen ve kepaze kılıkta teşhir edilecektir. Bin yıllık mübarek tarihimize bundan büyük bir leke sürülebilir mi? Kurtuluş Savaşında namusunu Yunan eli kirletmektense ölmeyi tercih eden mübarek ninelerimizin kemikleri sızlamaz mı? Ey müslüman, düşün, süngüyle ama karnında çocuk çıkarken zihniyetle bu zihniyetin farkı ne? Namazını kıl, orucunu tut yeter; karışan mı var diyen gafil müslüman sen de düşün... Düşün ki, haddini bilmeyenlere bildirelim hadlerini. Şu haris-i Şerifi asla unutma, haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Ne mutlu canı ile, kanı ile, malı ile CİHAD edenlere..."İslâmcı Gençlik
İslamcı ve ülkücü güçler, halkı tahrik etmeye günler öncesinden başlamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) önde gelen isimlerinden Gün Sazak 27 Mayıs 1980'de kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından öldürülür. İşte bu cinayet, Çorum'da gerginliği iyice artırır. Alevi ve Sünni mahalleleri arasında barikatlar kurulur. Sokağa çıkma yasağına karşın, çatışmalar olur.
Bu suikasti protesto etmek üzere ülkenin farklı yerlerinde eylem yapan MHP taraftarı ülkücülerin gösterileri şiddet olaylarına dönüşür. Çorum’un en işlek caddesinde, çoğunluğu çocuk ve gençlerden oluşan ülkücüler “kanımız alsa da zafer İslâmın, kana kan, intikam” sloganlarıyla yürüyüşe geçerler. Cadde üstündeki çok sayıda dükkân zarar görür. Çorum'daki gösteriler sırasında da TÖB-DER üyesi bir öğretmen ülkücüler tarafından öldürülür. Kentin çevre il ve ilçelerle bağlantıları göstericiler tarafından kesilir. Alevilerin ve solcuların,göstericilere karşılık vermeye başlaması üzerine, olaylar çatışmaya dönüşür ve askeri birlikler bölgeye müdahale eder.Mayıs ayında yaşanan bu gerginlik askeri müdahaleye karşın devam eder.
1 Temmuz sabahı yine bazı mahallelerde halkı komünistlere, Alevilere ve solculara cihata çağıran bildiriler dağıtılır. Sol çevreden ve Alevi önde gelenleri arasından pek çok kişi gözaltına alır. Aynı saatlerde Alevi mahallelerinde halkın üzerine ateş açılır ve evler ateşe verilir. Ertesi gün kentin giriş çıkışlarını kontrol altına alan ülkücüler pazar için kente gelen Alevi köylülerin traktörlerini ve mallarını yakıp, onlara işkence yaparlar. 4 Temmuz günü Cuma namazını kılmakta olan cemaat, “Komünistler Alaeddin Camii'ne silah ve bombalarla saldırdılar” gibi asılsız haberlerle kışkırtılır. Halk, sokaklara dökülünce, olayın hazırlayıcıları eyleme geçerek evlere, iş yerlerine saldırırlar.
Milönü Mahallesi girişinde bulunan Alaaddin Camii hoparlörlerinden "Allah Allah" sesleri yayınlanmaya başlayınca, yeniden saldırıya uğradığını düşünen mahalle halkı mahalle çıkışına doğru kaçmaya başlar. Bu kitlenin üzerine hem ülkücüler, hem de polis tarafından ateş açılması sonucu bir çok kişi ölür ya da yaralanır. Aynı zamanda TRT'nin akşam haberlerinde Çorum'daki olayların "Alaaddin Camii'ne ateş açılmasıyla başladığını" duyurması galeyanın devam etmesine yol açar.
Bir yandan da çevre kentlerden ve köylerden ülkücüler Çorum'da birikmeye başlamıştır. Olaylar sırasında toplam 57 öldürülen insanın yanı sıra, iki yüzü aşkın kişi de ağır yaralanır. Üç yüze yakın bina tahrip edilir. Altı yüz kadar aile göçe zorlanır. Çorum Katliamı, Kahramanmaraş ve Sivas olayları ile birlikte sağ görüşlülerin ve ülkücülerin, Alevilere ve sol görüşlülere yönelik en büyük katliamlarından biridir.Oysa ki o yıla kadar Çorum Şehri yıllar boyu, Anadolu geleneksel mozaik yapısının bir örneğidir. Çorum Halkı, farklı etnik ve kültürel yaşam tarzlarına rağmen, barış içinde yanyana yaşamaktadır. Şehir, 1980 yılı baharı ile birlikte patlamaya hazır bir bomba haline dönüşür. Ve sonra o bomba patlatılır halkların kardeşliği üstünde.


Bu tezgahların, bu acımasızca hazırlıkların devlet tarafından görülmemesi olanaklı değildi. Ama önlem alınmadı aynen Sivas ve Maraş’ta olduğu gibi. Her zamanki gibi Çorum’da solcuların ve Alevilerin yoğunlukta olduğu semt ve mahallelerde operasyonlar başlatılmıştı. Faşistlerin örgütlü olduğu semtlere ise dokunulmamıştı bile. Onlar çatılarda, tepelerde mevzilerini kurmakta, ağır makineli tüfeklerini yerleştirmekteydi.

Bu ülkenin utanç tarihlerinden biridir 1980 Temmuz’u. Olanlardan sorumlu olanlar ne bir özür dilemiş, ne sorumluluğunu kabul etmiştir. Yargılanmamışlardır. Aynı saldırganlıklarını, cinayet ve katliamlarını yıllar boyu sürdürmüşlerdir. Hatta meclis çatısı altında bile varlık göstermişlerdir. Hatta yıllar sonra Cumhuriyet Gazetesi’nin bir baş köşe yazarı bunca olandan sonra onlar için oy bile istemiştir, onları masum ve sevimli göstermeye çalışmıştır. Ama tarih ve insanlık onuru bazı şeyleri unutmamıza, unutturmamıza izin vermez, veremez hiçbir zaman.

Hiç yorum yok: