12 Ekim 2008

FAŞİZME VE IRKÇILIĞA YEŞİL SAHALARDA DA HAYIR !



1916 yılında Güney Amerika Kupası maçında Uruguay’a 4-0 yenilen Şili maçın iptalini talep eder. Gerekçe ise Uruguay forması giyen iki siyahi oyuncudur. Şili yöneticilerine göre siyahi oyuncular insan değildir. Bu olayın üstünden neredeyse 100 yıl geçmiş ama ırkçılık halen dünya ve futbol hatta genel olarak spor dünyası için ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta oynanan Dünya Kupası elemeleri maçlarından birine yine ırkçılık damgasını vurdu. İki takım taraftarının attığı ırkçı sloganlar ve saha dışında meydana gelen olaylar maçın önüne geçti. Maça gelişleri sırasında etrafa saldıran ve ırkçı tezahüratlar yapan İtalyanlar, stad içinde de koltukları kırıp Bulgar seyirciler üzerine attılar. Bunun üzerlerine de Bulgarlar İtalyan milli marşını ıslıklayınca, İtalyanlar Bulgar bayrakları yaktı ve tribünler iyice karıştı. Olaylar çok büyümeden Bulgar emniyeti tarafından kontrol altına alındı. UEFA bu olaylar sonrası büyük cezalar vermeye hazırlanıyor.

İki ülke de zaten futbolda ırkçılık konusunda oldukça sabıkalılar. Çok sure geçmedi üstünden, Bulgaristan Birinci Futbol Ligi takımlarından Botev Plovdiv'in üç puanı, taraftarlarının Levski Sofya maçında açtığı ırkçı pankart nedeniyle silinmişti. Bulgaristan Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamada, geçen ayki Levski Sofya maçında, taraftarları ırkçı pankart açan Botev Plovdiv'in 3 puanının silindiğini bildirilmişti. Bu ceza ile Bulgaristan'da bir kulübün puanı, ilk kez ırkçılık nedeniyle silinmiş oldu.

İtalya’da da yıllardır futbolda ırkçılık ve faşizm çok ciddi bir sorun ve bu sorunun önüne geçilemiyor. Bu ülkedeki insanın aklına gelen ilk örnek ise Lazio kulubu hiç kuşkusuz. Ve onların sembol (!) oyuncusu Paolo Di Canio. Neo-faşist selamı vererek büyük bir kesimden tepki alan Di Canio bunun bir Roma Selamı olduğunu ifade etmişti, ama kimse ona inanmamıştı tabii. İtalyan futbolcu Livorno ve Juventus maçlarında yaptığı selam yüzünden 7000 Avro ve 1 maç ceza almıştı geçen yıl.

İspanya, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda gibi çeşitli Avrupa ülkelerin yeşil sahaları da ırkçıların ve faşistlerin pislikleriyle kirleniyor. İspanya’nın en ırkçı taraftar kitlesine sahip olduğu bilinen Real Zaragoza’nın maçlarında maymun sesi eksik olmuyor. Zaragoza gibi birçok kulubun taraftarı ırkçılıklarıyla sürekli gündeme geliyor. Bu konuda Eto’o en sıradışı tepkiyi vermişti. Bir maçta sürekli ırkçı aşağılamalara maruz kalan Eto’o, çareyi saha dışına çıkmakta bulmuş, hakem ve oyuncular onu zorla yolundan çevirmişlerdi. O dönem Çarşı Grubu, “Hepimiz Eto’o’yuz” pankartıyla Eto’o’ya destek vermişlerdi.

Aragones’e de ayrı bir paragraf açalım. Hani şimdilerde Fenerbahçe’nin başında olan Aragones. İspanya milli takım teknik direktörü Aragones’in Jose Antonio Reyes’e Henry'i kastederek, ''çık o pis zenciyi sahadan sil'' demesi ve bunun basına yansıması büyük tepki çekmişti. İnsanlardaki kötü imajını silmek için basına demeç veren teknik adam ''Ben onu oyuncum motive olsun diye söyledim'' demişti. Ne yazık ki bu yıl Türkiye’de kulupler Baros, Emre, Aragones gibi ırkçılıkla suçlanmış ve çok da aklanmamış isimleri Türkiye’ye getirmekte sakınca görmediler.

Bizde ırkçılık yoktur!!! Gerçekten öyle mi?

Hep tekrarlanan bir söylemdir. Türkiye’de ırkçılık yoktur denir. Halbuki gerçek hiç de öyle değil. Hakem Aydın Beşiktaş maçını yönettikten sonra kendisine uzatılan mikrofonlara Pascal Nouma’dan zenci diye bahsetmesi hala akıllarda. Çarşı ise diğer hafta tribünlere ‘Hepimiz zenciyiz’ pankartını asmıştı. Balili, Revivo gibi geçmişte Beşiktaş’ta oynayan Sırp Mrkela gibi oyuncular da ırkçı tezahüratlardan paylarını almışlardı. Mehmet Ali Yılmaz Trabzsonspor Başkanı iken İngiliz oyuncu Kevin Campbell için ‘Yamyam’ demişti. Büyük tepki alan Yılmaz yaptığı açıklamada “ben ona Arap demek istedim” diyip daha da diplere doğru çekmişti kendini, Kevin Campbell’ın de apar topar Türkiye’den gitmesine engel olamamıştı.

Tabii bunca kirliliğe, çirkinliğe rağmen güzel şeyler de oluyor yeşil sahalarda. Mesela Hapoel Tel Aviv-Maccabi Tel Aviv maçında Hapoel Tel Aviv taraftarlarının Fransızca, İngilizce, Türkçe, Arapça, Rusça, Yunanca açtığı “Irkçılığa Hayır” pankartları. Yukarıda resmini görebilirsiniz ırkçılığa verilen bu güzel tepkinin.

Futbol, toplumda saklı kalan, toplumda zaten mevcut olan düşüncelerin açığa çıktığı bir alan. Buna bağlı olarak, futbol kimi görüşlerin yaygınlaştırılması için kullanılabiliyor, ancak ırkçılık ve ayrımcılık toplumda var olduğu sürece futbolda da var olacak. Irkçılık ve faşizm, şu an dünya futbolunun önündeki en büyük tehlike hiç kuşkusuz. “Futbolda Faşizm ve Irkçılık” konusuna tekrar değineceğim zaman zaman.





Hiç yorum yok: