15 Aralık 2008

"SONO İNNOCENTE!"*




15 Nisan 1920'de, ABD’de Boston’un 'un banliyölerinden birinin ana caddesinde bir soygun sırasında iki kişi öldürülür. Bu iki kişinin öldürülmesiyle başlayan yargılama süreç, dünya hukuk ve anarşizm tarihine iki İtalyan'ın adını kazır adeta. Bu iki isim; Nikola Sacco ve Bartolemeo Vanzetti’dir.

Dönem, Birinci Dünya Savaşı'nın sona erdiği ama ekonomik ve siyasi krizin etkisinin savaştan sonra da derinden hissedildiği dönemlerdir. Bir ayakkabı firmasının muhasebecisi ve bu kişinin koruması, işçilerin ücretlerinin bulunduğu zırhlı kasayı naklederken saldırıya uğrar ve ölürler. Saldırı sırasında kullanılan çalıntı arabanın izini süren komiser, poliste kaydı bulunan İtalyanlar'ın olaya karıştığı bilgisini edinir. Bu yaşananların üzerine bir otomobil tamircisi, işyerine iki İtalyan'ın geldiğini bildirir. Teşhis edilen kişileri elinden kaçıran komiser, bunun üzerine ihbar edilen iki adamı tutuklar. İkisi de yabancıdır ve silahlıdır. Üstlerinde anarşist bir bildiri bulunur. İşte o iki isim Saccoı ve Vanzetti’dir.
İlk sorgulamayı yapan sorgu yargıcı, Sacco'nun South Braintree olayına karıştığına hemen kanaat getiriverir nasıl olduysa. İki adam masum olduklarını haykırırlar sürekli. Teşhis için tanıkların karşısına çıkarılırlar. Vanzetti daha önce başka bir davadan hapis cezası almıştır. Noel'deki Bridgewater Soygunu'nun sanığı olan tanıklar onu resmen teşhis etmiştir. Vanzetti bu birinci dava yüzünden diğer mahkemeyi tutuklulara ayrılan bir kafesten izler. 31 Mayis 1921'de Dedham’da County şerifinin "hear ye! hear ye! god save the commonwealth of massachusetts!" nidasıyla baslayacak davanin 20. yuzyilin en cok tartisilacak davalarindan biri olacagindan o anda salonda olan herkes bihaberdi şüphesiz. 1921 Ağustos'unda Dedham'daki mahkemede bu kez Sacco ve Vanzetti'nin idama mahkûm edildiği duyurulur.
Sacco ile Vanzetti’nin adalet arayışı yıllar sürer. Bu süre içinde başka bir suçtan hapis yatan, Celestino Madeiras, soygunu ve cinayetleri Joe Morelli çetesiyle birlikte işlediğini itiraf eder. Sacco ile Vanzetti’nin yargılanması ise artık bir soygun davası olmaktan çıkmış, onların siyasi kimliği üzerinden yürümeye başlamıştır. Sacco ile Vanzetti işte bu görüşleri yüzünden Amerikan hukuk sisteminin kurbanı olurlar.
Sacco ve Vanzetti işçi grevlerinde ve politik yuruyuslerde her zaman ön saflarda bulunan iki anarsisttir. Sacco, Amerika’da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra kunduracı olur ve evlenir. Ayrıca anarşist bir militandır. Hapishaneyi ölümden daha korkunç bulan sacco, akli dengesini kaybeder. defalarca intihara teşebbüs eder. Vanzetti ise kendileriyle dayanışan insanlarla mektuplaşır, öğrenme sürecini ise hapishanede de olsa kesintisiz sürdürür. "Bir proleterin hayat hikâyesi" adını verdiği çocukluk anılarını kaleme alır.

Mahkemeleri boyunca dünyanın dört bir tarafında adalet için ve bu iki masum insanın kurtarılması için kampanyalar düzenlenir, sonuç alınamaz. Bertrand Russell'dan Bernard Shaw'a birçok aydın onlar için mücadele eder. Nazım Hikmet ise onlar için şu dizeleri yazar;

onların cebinde fırkamızın bileti yoktu onlar,
kurtuluşun kapısına varmayı,
ferdin cesur hamlelerinden uman iki saf ve namuslu çocuktu!
ne milyonların rehberiydi onlar,
ne de inzibatlı bir devrim ordusunun askeri!
devrimin sıra neferiydi onlar,
devrimin namuslu neferi. yanıyordu kanlarında şavkı italya güneşlerinin
koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine dövüştüler
yanında dövüşen kardeşlerinin yeni dünyaya düştüler
eski zulmün pençesine! yedi yıl ölümün karşısında
gülerek durdular elektrikli iskemleye
kadife bir koltukmuş gibi oturdular
yürekleri dört bin volta yedi dakika dayandı
yandı yürekleri yedi dakika yandı cani değildiler,
kurban gittiler bir cinayete kurban gittiler
dolarların emrindeki adalete!
hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,
ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleri
bu iki ihtilal neferi!

Ennio Morricone'un müziğine, Joan Baez'in yazdığı şarkının son dizeleri ise oldukça etkileyicidir;
forgive me all
who are my friends
i am with you
i beg of you, do not cry

23 Ağustos 1927 günü idam edilen Sacco'nun son cumlesi, "Yaşasın Anarşizm! Elveda karicigim, cocuklarım ve arkadaslarım" olur. Kayda gecen infaz anı kelimesiyse en insani, en saf yardim çagrısıdır; "Mama!".
Sacco ile Vanzetti davası, tarihin simgeleşmiş, politik davalarından biridir. Etkisi halen sürmektedir, halen yol göstericidir tüm dünyada adalet mücadelesinde. Ve son çığlıkları ölüme giderken Sacco ve Vanzetti’nin, hala faşistlerin kulaklarında çınlamakta ve onları korkutmaktadır:

“Yaşasın Anarşizm”
* "hepimiz masumuz"

Hiç yorum yok: