31 Aralık 2008

2008: İYİSİ AZ KÖTÜSÜ ÇOKTU,2009: HERŞEYE RAĞMEN UMUT ETMEK İSTİYORUM



2008’in son günü yazıyorum bu yazıyı. Biraz once televizyonda Skytürk’de dünyada yılın akılda kalan, gündemde kalan olaylarını izledim, bir yıla bunca olayın sığması, bunca kavganın, bunca savaşın, bunca skandalın, bunca acının, insanın moraliniz bozuyor, insanlığın vardığı nokta isyan ettiriyor. Dökülen bunca kanın kan karmızısı bir gezegene döndürmesi dünyayı. Güneşin her gün biraz daha eksilmesi göklerden.
İyi olan şeyler de oldu tabii yıl boyunca, değişen veya değişimi müjdeleyen olaylar yolumuzu aydınlattı ama kötüler bu yıl ne yazık iyi olaylara ağır bastı oldukça dünya çapında,aynı şekilde Türkiye’de de.

Önceliği iyilere verelim, hemen bozmalayım moralimizi di mi? Türkiye için geçen yılın en önemli ve olumlu gelişmesi bence Ergenekon davasının açılması oldu. Belki artık gündemden düştü veya özellikle iş sulandırılıp ciddiyetinden uzaklaştırılmaya çalışıldı ama darbe sevdalılarının, kendilerinden hiçbir zaman hesap sorulamayacağı düşünülen karanlık güçlerin, farklı her görüşü vatan hainliğiyle eşgören isimlerin gözaltına alınması, tutuklanması bir umut ışığı idi demokrasi için. Devlet içindeki derin yapılanmanın deşifre edilmesi için bu dava çok önemlidir. 2009’da umarız davada sonuna kadar gidilecek, Türkiye tarihinin karanlık noktaları bir bir aydınlanacaktır. Türkiye artık darbecileriyle hesaplaşmalıdır.
Davanın en büyük şanssızlığı ise sahte demokratlığını bu yıl sürekli olarak kanıtlayan AKP iktidarı döneminde olması oldu. Bu samimiyetini sorgulattı davanın. Ulusalcı güçlerin bunun bir komplo olduğu iddialarına taraftar bulmasını sağladı. AKP’nin kapatılmaması ülke için iyi oldu, böyle bir kararda AKP daha da güçlenecekti çünkü ve siyasal islamla mücadelenin sadece parti kapatmayla yapılabileceğini sanan çevrelere ders oldu bu karar.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, milli maç vesilesiyle Ermenistan’a gitti. İlk kez bir Cumhurbaşkanı böyle bir ziyarette bulunmuş, kangren haline gelmiş bir sorunun çözülebilmesi amacıyla cesur bir ataktı bu. Yılın son ayında ise ‘Ermeni tehciri’nin acı sonuçları için esasında bireysel bir özür niteliği taşıyan imza kampanyası başlatıldı. Resmi tarihin sorgulanması açısından yeni ve ufuk açıcı bir gelişmeydi. Ama bu kampanyaya verilen tepkilerle, farklı düşünenlerin çok iyi bildiği o toplumsal linç ortamı da hemen gelişti. Hrant Dink’in bir sözcüğünü anlamayıp onu hedef gösterenler, bu kez özür metnini okuyamıyorlardı, orda ne yazdığını anlayamıyorlardı. Sadece hedef gösteriyorlardı yine, küfür ediyorlardı, aşağılıyorlardı. Bu yıl Ermeni sorununun çözümünün çok uzaklarda olduğunu gösterdi adeta.

Yılın son günlerinde TRT Kürtçe televizyon yayınına başladı. Aynı günlerde DTP milletvekilinin konuşmasında sarfettiği Kürtçe sözler ise Meclis tutanaklarına “bilinmeyen bir dil” diye geçiyordu. Bu toprakların bilinmeyen bir dili, Türkiye’deki milyonlarca Kürt’ün konuştuğu bir dil bilinmeyen bir dil olarak tanımlanıyordu. Herşeye rağmen yine de TRT’nin bu adımı önemli, tabii ordan devlet propagandası yapılmaya başlanırsa ileride tüm bu olumlu adım çöpe atılmış olur.

Kadın ve eşçinsel hakları açısından kötü bir yıldı. Taciz, tecavüz olayları birbirini izledi. Pippa Bacca’nın katledilmesi Gebze’de, bir utancı olarak geçti tarihine bu ülkenin.

Başbakan Erdoğan medyayla arasını iyice bozdu. Demokrat maskesi düşüverdi, zaten hiç yüzüne uymamıştı. Medya ise her zamanki gibi kötü bir sınav verdi. Taraf ve Birgün gazetelerinin verdiği mücadele medya açısından önemliydi, hem hayatta kalma mücadeleleri, hem de saklanan gerçekleri ortaya çıkarmaktaki çaba ve başarıları. Sorgulayıcı bakış açıları.

İşkence ve kötü muamele tırmanışa geçti. Polis kurşunlarıyla çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde baskı devam etti. Bir 1 Mayıs daha polis ve devlet şiddetiyle kutlanamadı.

Yılın günlerinde İsrail’in Gazze’ye yaptığı bombardıman yeni yıla dair umutlarımızı biraz azalttı ne yazık ki. Acılar içinde giriyoruz yeni yıla.

Umudumu korumak istiyorum herşeye rağmen, bu ülkede az olduğumuzu ve hep az olacağımızı hissetmenin umutsuzluğunu yenmeye çalışarak, barışın savaşa ağır basacağı, özgürlüklerin geliştiği, demokratik açılımların sürdüğü, halkların kardeşliğinin karşısında duranların yenilgilere uğrayacağı bir yıl diliyorum, böyle bir yılı yaşamayı dilemek istiyorum.



foto: http://www.artwalks.org/ sitesinden

Hiç yorum yok: