21 Ocak 2009

RAHAT UYU HRANT BİZ BURADAYIZ



Bizler artık yeni yılı 31 Aralık’ta değil 19 Ocak’ta başlatıyoruz. Zamanı döndürecek güce sahip olanı büyük kaybımızdan biliyoruz. Hrant Dink’i kaybettiğimiz o uğursuz günüyse bir idrak ve eylem miladı olarak sahipleniyoruz. Öte türlüsü ihanet olurdu, Hrant’a ihanet, hayata ihanet.Sorumuz da, sözümüz de aynı: İki yıl oldu, ne oldu? Hem çok şey hem de az şey. Umudumuz ve sabrımız tıpkı geçen yıl olduğu gibi kerelerce sınandı. Bir arpa boyu gidilen yolda “Jandarmanın hiçbir kusuru yoktur” noktasından Trabzon İl Jandarma Komutanı hakkında soruşturma başlatılması gerektiğine gelindi çünkü gelen istihbaratın üstünün kapatıldığı artık belgelenmiş, ifadelere geçmişti. Hrant Dink cinayetinin çok planlı bir cinayet olduğunu, pek çok birimin bilgisi dahilinde, uzun bir hazırlık sürecinden sonra işlendiğini gördük. İdrak, sorumluluğu beraberinde getirir. İkinci yılında bu gerçeği kamu vicdanı için daha da görünür kılmaktan daha anlamlı bir amaç olmadığını biliyoruz.Hrant Dink, “Türk düşmanı” yaftasıyla adım adım hedef gösterildi ve yalnızlaştırıldı. Cinayetin öncesindeki bu “meşruiyet atmosferi” dahil edilmedikçe esas sorumlulara ulaşılmayacağının farkındayız. Sayısız delilin karartılması, cinayetin işlendiği gün Akbank’ın kamera kayıtlarının yok olması, Hrant Dink cinayetinde ihmali olan kamu görevlilerinin halen görevlerinde olması, Trabzon jandarmasında belgelerin değiştirildiği, sahte belgeler düzenlendiğinin ortaya çıkması, İstanbul Emniyeti’ne Hrant Dink’le ilgili gelen ihbarla ilgili soruşturma yapılmadığının anlaşılması kaydını düştüğümüz ve peşini bırakmayacağımız ayrıntıların sadece birkaçı.

Hrant’ın Arkadaşları

Yine bir 19 Ocak geçti. O acı günden, 19 Ocak 2007’den sonra ikinci 19 Ocak’ımızı yaşadık. Yine bir arpa boyu yol alınamadan geçen, değil iki yıl öncesine, geçen yıla göre de daha da kötüye gittiğimiz, ülkenin ırkçılığa, aşırı milliyetçiliğe, şovenizme, şiddete daha da battığı iki yıl. Hrant’ı anarken, onu hatırlarken, bu 19 Ocak’ta bir yandan da suçluluk duygusu hissediyorduk hepimiz.
Onun katledilmesini önleyememiştik, her davasında onu linç etmek için bekleyenlere krşı onu koruyamamıştık. Her gün gazetelerinde, televizyonlarında onu hedef gösterenlere “Dur, sen ne yaptığını sanıyorsun” diyememiştik. Öldürüldü o, zavallılar tarafından hunharca katledildi. Ama şu geçen iki yılda da ne kadar uğraşılsa da güçsüz kaldık, yenilmedik daha ama bir arpa boyu yol gidilemediği gün gibi ortada.
Tetikçinin Türk bayrağı ile çekilen fotoğraflarını, saf bir dayanışmayı ifade eden, bugünlerde herkesin dilinde pelesenk olan “Hepimiz Filistinliyiz” den esasında felsefe olarak hiçbir farkı olmayan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganına gösterilen tahammülsüzlük, cinayeti öven videolar, katilleri kahramanlaştıran şarkılar, sanıkları mahkeme önüne getiren araçlardaki “ya sev ya terk et” ibareleri, kapılarına “Ermeniler ve Yahudiler giremez” yazanlar, halen Dink’I ABD ve Ermeniler öldürdü diye komplo teorileri kuranlar, özür diliyorum kampanyası sonrası yaratılan linç ortamı..vb
Şu geçen iki yılın belki de tek faydası,kimin kim ve ne olduğunu daha da iyi görmemiz. Onların, sahte demokratların, darbe hayaliyle yanıp tutuşan Kemalistlerin timsah gözyaşlarına inanmamamız. Onu her gün hedef gösterenlerden, vatan hainliğiyle suçlayıp linççi kalabalıkların, milli duyguları kabarık katillerin önüne atanların bir bölümünün yargılanması da tek tesellimiz. Ama şimdilik.

Görünürde 20 sanığı olan dava, bugün Ergenekon soruşturmaları kapsamında bambaşka bir anlama bürünmüş durumda. Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisini almalarına rağmen hiç harekete geçmeyen hatta bu bilginin üstünü örten emniyet, jandarma ve istihbarat birimleri ile Hrant Dink hakkında şikayette bulunan, duruşmalara gelen ve onu hedef gösterenlerin bir kısmının şu anda Ergenekon davasından tutuklu oluşu, gerçeği bu davanın aydınlatılmasının önemini bir kez daha vurguluyor. Bu davayı aydınlatamayan bir devlet her alanda zan altında kalmaya mahkûm.
Herşeye rağmen umudumuzu koruyalım. Hrant için, adalet için, eşitlik ve halkların kardeşliği için. Ona her gün seslenelim “RAHAT UYU HRANT BİZ BURADAYIZ”. Farklı dillerde birlikte özgürce şarkı söyleyeceğimiz günlere ulaşacağız, tam da senin her zaman düşlediğin gibi.

Hiç yorum yok: