14 Nisan 2009

1 MAYIS, TABİİ Kİ TAKSİM’DE




19’uncu yüzyılın sonunda 1 Mayıs, işçi bayramı olarak kabulünün yaygınlaşmasıyla birlikte Osmanlı’nın işçisi çok olan şehirlerinde kutlanmaya başlanmıştı. 1923’te kutlamalara yasak geldi. Sonra bu günü biraz daha yumuşatma, ılımlılaştırma amacıyla 1935 yılında 1 Mayıs “Bahar Bayramı” ilan edildi. Tatil günlerinin arasına alındı. Tarihe baktığımızda, birçok yıl her 1 Mayıs öncesinde solcu bilinen bir avuç aydının toplanıp 2 Mayıs günü salındığını görüyoruz. Eski gazeteler hep bu tip haberlerle dolu.


1 Mayıs, işçi bayramı olarak kitlesel bir şekilde ilk kez 1975’te İstanbul’da kutlandı. İki yıl sonra ise tarihimizin en acı olaylarından 1977 katliamı oldu. 1 Mayıs 1977’de yüz binlerce kişi bir bayram havasında Taksim’e doğru ilerliyordu. Meydandaki kalabalığın üzerine ilk ateş açanların kimler olduğu sorusu hala aydınlatılmadı. Operasyonun hangi ellerce yapıldığı ise hala belli değil. Bugün çoğu insanın kahraman gibi gördüğü insanların o katliamda parmağı olduğu söyleniyor.

1980 askeri yönetimi için ise 1 Mayıs en korkunç gündü. Ne işçi bayramı kaldı, ne bahar bayramı. Sonraki yıllarda, 90’lar gibi 1 Mayıs tekrar kitlesel olarak kutlanmaya başladı. O gün bugündür de bir “Taksim” tartışması var hep, her yıl baştan başlayan. Her yıl sendikalar kutlama için Taksim’i istiyor, “vatansever milletsever” yetkililer reddediyor. Geçen yıl da DİSK izinsiz olarak Taksim’e doğru yürüyünce güvenlik güçleri orantısız güç kullanmıştı, Türkiye demokrasisi için utanç verici görüntüler ortaya çıkmıştı. Sayın Vali ve Emniyet müdürleri şehri adeta bir sıkıyönetim şehrine çeviriyorlar her 1 Mayıs yıllardır.

Sendikaların Taksim ısrarını gereksiz bulan hatta buna provokasyon diyenler olabilir, ki ben bunların oldukça fazla olduğunu düşünüyorum ne yazık ki. Ama bir gerçek var Taksim Meydanı’nda yakın tarihimizin en büyük travmalarından biri yaşandı. Bunun üstüne gitmediğimiz için bu travmayı hala yaşıyoruz. Aynı Ermeni soykırımı tartışmalarında olduğu gibi.

Sendikaların Taksim’de özgürce yapacakları bir kutlamanın kime ne zararı var. Maçlar sonrasında herkese açılan o meydan işçiler oraya çıkınca mı tehlikeli olacak. Şayet provokasyon tehlikesi varsa, bunun da önlemini alacak Vali ve Emniyet Müdürü değil midir? Eğer yetkililer bazı grupların provokasyonundan korkuyorsa, bunlara karşı tedbirler, kutlamanın düzenleyicileriyle birlikte alınabilir. Çünkü bu mantıktan gidilirse her kalabalık toplantıda, mitingde birileri provokasyon yapabilir, o zaman bütün toplantıları yasaklamak gerekir.

1 Mayıs Taksim’de kutlandığı zaman çok önemli bir yüzleşmeyi de gerçekleştirmiş olacağız, çok büyük bir travmamızı atlatmış olacağız. Az şey mi bu? 22 yıl önce Taksim’i kana bulayanlar tarihin kendilerini en karanlık dehlizlere gömdüğünü anlayacaklar televizyondan bir şenlik içinde kutlanan 1 Mayıs’ı izlerken. 1 Mayıs Taksim’de kutlanmalıdır.

Hiç yorum yok: