20 Şubat 2009

BURSA, BÜYÜK POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNİ BEKLİYOR


29 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Türkiye’nin gündeminde İstanbul, Ankara, İzmir, Tunceli, Diyarbakır gibi şehirler var. Bu şehirlerde yarış kıyasıya sürüyor. Seçimler denince en büyük ilgiyle izlenecek, ilk akla gelecek şehirler bunlar. Ama Marmara’da bir şehirde daha ciddi bir yarış yaşanacak. Bu şehir Bursa. Son dönemde Bursa ekonomik krizden nasibini fazlasıyla aldı. 60 bin kişi şimdiye kadar işşiz kaldı. Şehirdeki önemli endüstriler, otomotiv ve tekstilin, krizin en çok vurduğu sektörler olması, şehre de olumsuz yansıdı.

Bursa’nın 2004 yerel seçimlerinde AKP, seçimi yüzde 53’e karşı 17 gibi açık bir farkla kazanmıştı. Ama 29 Mart’ta daha ciddi bir rekabet yaşanması bekleniyor. Halen görevde bulunan Hikmet Şahin, AKP tarafından yeniden aday gösterilmedi. Onun yerine ilçe belediyelerinden birinin, Osmangazi’nin başında bulunan Recep Altepe aday ilan edildi. Hikmet Şahin ise Adana’daki Aytaç Durak örneğinde yaşandığı gibi, başka bir partinin, DP’nin adayı oldu. MHP eski İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu’nu, ANAP eski bakan İlhan Aşkın’ı aday gösterdi. CHP’nin adayı ise şehirde iyi tanınan işkadını Sena Kaleli oldu. CHP’nin Kaleli’nin hem işkadını imajıyla liberal oyları kendine çekmek istediği görülüyor, ayrıca sağda oylar bölündüğü takdirde, Kaleli’nin aradan sıyrılabileceği düşünülüyor.

Sena Kaleli Bursalı. 1980’de Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümünden mezun olmuş. 1980’de Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş.’de çalışmaya başlayan Kaleli, 1995’de Genel Müdürlüğe atandı, 2002-2008 yılları arasındaysa İcra Kurulu Başkanı olarak görev yapmış. CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığını açıklayan Sena Kaleli'nin projeleri arasında suyu, ulaşımı ucuzlaştırmak, tarihi değerleri yerinde korumak, süreç dışında kaldıklarını düşündüğü kadın, genç ve engellilere de hizmet sunmak var.

Ayrıca Yeşiller Partisi de Bursa’da bir aday gösterdi. Yıldırım Belediye Meclis Üyeliğine yeşil bağımsız aday olarak Nursel Modan Şengür adaylığını açıkladı.

Sol ise Bursa’da ortak bir aday gösterdi. İkbal Polat. Solun Ortak Adayı İkbal Polat, yaşanan krizlere, haksızlıklara, yapılan zulme karşı yok olan Bursa'ya sahip çıkmak, siyaseti kendi tekellerine alan tuzu kuruların faaliyeti olmaktan çıkarmak, kokuşmuş siyaset artıklarına son vermek, lider sultalarının kalelerini yıkmak, başka bir siyasetin başka bir hayatın mümkün olduğunu göstermek için aday olduğunu açıkladı. Polat, Başbakan'ın marka şehirler açılımını eleştiriyor, "Başbakan, rekabet üzerine kurulu siyaset anlayışına şimdi de kentleri dahil ediyor. Rekabet üzerine bir yaşam kurulamaz. Bizler rekabet ederek değil kardeşçe birlikte yaşamak istiyoruz." diyor. Polat, Bursa'nın ana sorunu olarak ulaşımı gösteriyor. Kent merkezindeki taşıt yoğunluğunun azaltılmasını, Setbaşı-Altıparmak hattının araç trafiğine kapatılıp yayalaştırılmasını ve aynı hatta tramvay yapılmasını öneriyor. Bisikleti yaygınlaştırıp yavaş şehirler uygulamasını başlatmak istiyor.


Nişanlımın Bursalı olması dolayısıyla son iki yıldır sürekli Bursa’ya gidip geliyorum. Artık ikinci şehrim oldu diyebilirim Bursa için. Her gittiğimde de inceliyorum, bakıyorum, şehrin eksiklerini, sorunlarını, artılarını, potansiyellerini görmeye çalışıyorum. Burada gördüğüm birkaç şeyi paylaşmak istiyorum.


Bursa’yı geçmişte görmüş, yaşamış, bulunmuş her insan Bursa’yı büyük bir hayranlıkla anlatır. Ama artık sonuna da o anlatımların “Nerede o eski Yeşil Bursa” tümcesi ekleniyor. Bugün Bursa’nın yeşil olduğunu söylemek ise zor, daha çok gri bir şehir haline gelmiş.

Tüm diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa’da da ulaşım sorunu var. Hem pahalı hem de onca yatırıma rağmen hala eksik ve problemli. Bat-çık kavşaklar yapılmış geçtiğimiz yıllarda ama bunlar çözüm olmaktan uzak kalmış. Bursaray'ın batıda Görükle, kuzeyde Şehirlerarası Otobüs Terminali ve doğuda Kestel'e ulaştırılması birçok Bursalı tarafından isteniyor. Ayrıca Bursaray'ı besleyen çok sayıda yeni dikey hatlar da olabilir bence. Bursa'da ulaşım İstanbul ve Ankara'daki toplu ulaşım fiyatlarına göre oldukça pahalı. Krizden de darbe görmüş bir kentte ulaşımın bu derece pahalı olması ciddi bir sorun.


Polat’ın Setbaşı-Altıparmak hattını araç trafiğine kapatılıp yayalaştırılma önerisi bence çok mantıklı. Ama araçlar için alternatif güzergahın nereler olacağı söylenmeli. Yapılabilirse, şehrin merkezini ciddi bir biçimde rahatlatabilir bu öneri. Şimdiki Başkan Şahin, şehir girişinin Bursa’ya yaraşır hale getirildiğini iddia ediyor ama ben bunun çok da Şahin’in dediği gibi olduğu kanısında değilim açıkçası. Diğer yandan en yakın uluslararası havaalanını kente çok uzak, gerçekten hiç olmamasıyla eşdeğer bu havalimanın.

Hava kirliliği bir başka sorun. Bursagaz ile şehirde onca doğalgaz yatırımı yapıldı ama şehirde çok ciddi bir hava kirliliği yaşanabiliyor sık sık. Bu noktada belediye aktif rol almalı, sanayiye ön ayak olmalı, çevreci anlayışların oturması için çalışmalı.

Bursa da kentsel dönüşüm furyasına katılan şehirlerden. Ama Türkiye’de AKP’nin kentsel dönüşüm anlayışı sadece inşaat, yık-yap perspektifiyle sınırlanıyor. Binalar imar etmek, yollar yapmakla kent olunmuyor. Bursa tarihi bir şehir, Türkiye’nin en tarihi şehirlerinden. Zihinsel dönüşüm de, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda dönüşüm de gerekli kentsel dönüşüm için. Kentsel dönüşüm ruhsuz bir şekilde olmamalı. Bursa’nın hangi köşesine giderseniz gidin bir tarihi esere ya da belgeye rastlıyorsunuz. Bu eserlerle ilgili çok ciddi önlemler almalı Bursa Belediyesi. Balıbey Han gibi ruhsuz örnekler varken bunlardan ders alınmalı. Ve de kentin meydanı olarak lanse edilen Kent Meydanı. Bursa gibi bir şehrin meydanında bir alışveriş merkezi mi bulunmalıydı?


Bursa’nın merkezinde yer alan Bursa Atatürk Stadı bu şehre yakışıyor mu ve hala bu şehrin ihtiyacını karşılayabiliyor mu, bundan emin değilim. Aynı şey, spor salonu için de geçerli. Yeni bir stad, özellikle Kayseri, Konya gibi şehirlerde yeni stad yatırımları yapılırken, Bursa için de bu gerekiyor. Şehir insanının daha modern ortamlarda müsabaka izlemeleri bir ihtiyaç artık.
Haluk Şahin geçenlerde şöyle demiş Radikal’de Bursa ile ilgili yazısında: “Örnek aranacaksa, bir Bursalı olarak yüzüm kızararak söylüyorum ama, ezeli rakibimiz Eskişehir’e bakmak yeter. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’ine”. Hem de Bursa’nın Eskişehir’e göre tarihi ve kimliği daha derinlikli bir şehir olduğu düşünülürse, yapılabilecekler, gerçekleştirilebilecekler bu şehirde daha iyi anlaşılabilir.

Bursa sanayi, tarım, turizm, eğitim, tarih, kültür-sanat ve spor gibi birçok kimliği bulunan ender illerden biri. Bu potansiyel eşitlikçi, katılımcı, sosyal bir belediyecilik anlayışıyla değerlendirilmeyi bekliyor.

Hiç yorum yok: